Malatya Büyükşehir Belediyesi Portalı

Reklam

Kategoriler

28 Şubat Davası

07 Kasım 2013 | Gösterim: 21 | Kategori: Güncel

28 Şubat Davasının tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Çevik Bir’in avukatı Vefa Toklu, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’ya ithafen, “Dileriz en kısa zamanda sağlığına kavuşur ve kendisini, ‘mesai arkadaşlarının yaptıklarını inkar eden’ Genelkurmay Başkanı töhmetinden, mesai arkadaşlarını da ‘darbeci’ suçlamasından kurtarır” dedi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, sanık Bir’in avukatı Toklu savunma yaptı.

İddinamedeki belgelerin tamamının fotokopi olduğunu, delil olarak dikkate alınamayacağını ileri süren Toklu, belgelerin aslının gösterilmesi halinde, ayrıca savunma yapabileceklerini söyledi.

İddinamede, delil olarak, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği ve TBMM Darbeleri  Araştırma Komisyonu’ndan gelen belgelerin bulunduğunu ifade eden Toklu, Batı Çalışma Grubu’na (BÇG) ait hiçbir belge ve yazının, iddianamede bulunmadığını savundu.

BÇG’nin, Cumhurbaşkanının, devletin güvenlik mekanizmalarının, MGK Genel Sektereliğinin ve üyelerinin bilgisi doğrultusunda, yasal çerçevede faaliyet gösterdiğini savunan Toklu, grubun, Genelkurmay Başkanlığı usul ve esaslarına göre, “irtica” tehdidiyle ilgili olarak kurulduğunu ve hukuki olduğunu iddia etti.

BÇG’nin, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın emri ve talimatları doğrultusunda kurulduğunu ifade eden Toklu, Karadayı’nın, “BÇG’den haberdar olmaması gibi bir durumun” mümkün olmadığını söyledi. 

-“Genelkurmay Başkanının bilgisi dahilinde”

Toklu, şunları ifade etti:

“28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı öncesinde, Cumhurbaşkanlığı nezdindeki temaslar, arzlar, Genelkurmay Başkanı tarafından bizzat yürüten bir süreç olup, MGK toplantısı sonrasında, İçişleri Bakanlığı Genelgesi de dikkate alınarak yasal çerçevede yapılabilecek hususlara yönelik, 4 Nisan 1997 tarihli emir, 10 Nisan 1997 tarihinde Genelkurmay Başkanına yapılan arza müteakip yayımlanan, BÇG’nin kurulması emri, tamamen Genelkurmay Başkanının talimatları doğrultusunda, bilgisi dahilinde gerçekleşmiştir.

Dileriz en kısa zamanda sağlığına kavuşur ve kendisini, mesai arkadaşlarının yaptıklarını inkar eden Genelkurmay Başkanı töhmetinden, mesai arkadaşlarını da ‘darbeci’ suçlamasından kurtarır.” 

-“İddinamade kuşkulu ifadeler var”

İddianamede, sanki herşey olağan gidiyormuş, MGK karar almamış, irtica ile mücadele konusunda Başbakanlık, Bakanlıklar, MİT, Emniyet hiçbir çalışma yapmamış da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) tavırları bu süreci yönlendirmiş algısının bulunduğunu ileri süren Toklu, TSK’nın hiyerarşik yapının dışına çıkamayacağını söyledi.

Toklu, 16 yıl önce yaşananların, bugünün bakış açısıyla değerlendirilemeyeceğini ifade ederek, “Önceden ‘sayın’ diyen yargılanıyordu, bugün neredeyse ‘sayın’ demeyen yargılanıyor” dedi.

İddianamede, BÇG’nin kurulduğu 10 Nisan 1997 tarihi gözardı edilerek, BÇG’nin bu tarihten önce de faaliyet gösterdiğine yönelik kuşkulu ifadelere yer verildiğini savunan Toklu, iddianameyi hazırlayan savcının, bu yönde delil bulamadığı için “kanaatine varılmıştır” ifadelerini kullandığını öne sürdü.

-“Başka birimler yok”

İddianamenin gazete manşetleri tanık gösterilerek, ima yoluyla suçlamalarla hazırlandığını iddia eden Toklu, Genelkurmay Başkanlığı’nın, “tankların, Sincan’dan geçmesinin, tatbikat amaçlı olduğunu” belirtilmesine rağmen, soruşturmayı yürüten savcının, “gazetelerin aynı kanaatte olmadığı” gerekçesiyle, sanıkların tümünü suçladığını ileri sürdü. 

Toklu, şunları savundu:

“İddianamede 862 kez MGK ve MGK Genel Sekreterliği, 457 kez MİT, 63 kez Emniyet Genel Müdürlüğü ibareleri geçmesine rağmen, bütün bu birimlerle birlikte hareket ettiği halde, bu birimlere ilişkin hiçbir suçlama olmayışı, buralardan gelen evraklarda sanıklar suçlandığı halde, bu birimlerin, bu süreçte iddianame kapsamında hiçbir biçimde suça bulaşmayışları, size de kuşkulu gelmiyor mu? İddianamede, neden Başbakanlığın konu ile ilgili faaliyetleri yok? MGK, atılı suçun işlenmesi için karar almışken, neden MGK üyelerinin tamamı iddianameye dahil edilmemiştir?

Kararları sadece askerler almadığına göre, MGK üyelerinin de en azından irticayı neden tehdit olarak kabul ettiklerine ilişkin olarak, tanıklık yapmaları gerektiği açıktır. Bu hususun da mahkemece dikkate alınmasını talep ediyoruz.”

Toklu, müvekkilinin atılı suçu işlemediğini bu nedenle tahliyesine karar verilmesi gerektiğini söyledi. – Ankara




Yorum Yapın

*



Reklam